Orta Asya'nın İlk Müslüman Türk Devleti. Bilimin ve Sanatın Işığı.
Karahanlılar, Karluk, Yağma ve Çiğil boylarının birleşmesiyle kurulmuş, resmen İslamiyet'i kabul eden ilk büyük Türk devleti olarak tarihe geçmiştir. İslami kültürü benimsemelerine rağmen, Türkçeyi resmi dil olarak korumuşlar, eski Türk devlet geleneğini (İkili Teşkilat) sürdürmüşler ve böylece Türk-İslam medeniyetinin temellerini atmışlardır.
Maveraünnehir'den Doğu Türkistan'a: İpek Yolu'nun Kalbi
Karahanlılar, sarayda ve edebiyatta Hakaniye Türkçesini kullandılar. "Kutadgu Bilig" ve "Divan-ı Lugati't-Türk" gibi şaheserler bu dönemde üretildi.
Satuk Buğra Han'ın İslamiyet'i kabulü ile devletin temelleri atıldı. Yönetim, geleneksel İkili Teşkilat (Doğu/Batı) ile sürdürülmüştür.
Orta Asya'da ilk burslu öğrencilik sistemini kurdular. Buhara ve Semerkant, dönemin en önemli ilim ve kültür merkezleri haline geldi.
Tuğla işçiliği ve turkuaz çinilerle bezeli yapılar inşa ettiler. Kervansaray (Ribat), cami ve türbe mimarisinde özgün bir üslup geliştirdiler.
Türk Savaşçılığı ve İslami Cihad Anlayışı
Karahanlılar, esir veya satın alınan gençlerin özel yetiştirilmesiyle oluşturulan "Gulam" (profesyonel asker) sistemini Türk-İslam devletlerinde ilk uygulayanlardandır.
Doğrudan hükümdara bağlı, maaşlı ve en seçkin askerlerden oluşan muhafız birliği. Sarayın ve devlet otoritesinin temel dayanağıydı.
Ordunun ana gövdesini Karluk ve Yağma gibi kurucu Türk boylarının atlı birlikleri oluştururdu. Savaş zamanı hızla toplanan hafif süvarilerdir.
Kurt kapanı taktiği, kompozit Türk yayı ve ağır zırhlı süvariler (Kataphrakt benzeri) ile Gazneliler ve Selçuklulara karşı güçlü direnç gösterdiler.
Yusuf Has Hacib'in "Kutadgu Bilig"i (Mutluluk Veren Bilgi), Karahanlı döneminin siyaset ve ahlak felsefesini yansıtan en önemli eserdir.
İpek Yolu üzerindeki güvenliği sağlayan Karahanlılar, ticaretin gelişimi için "Ribat" adı verilen sağlam kervansaraylar ve köprüler inşa etmişlerdir.
Tuğla ve Çininin Dansı
Buhara'daki bu minare, tuğla işçiliğinin ve geometrik süslemelerin zirvesidir. Fener ve gözetleme kulesi olarak da kullanılmıştır.
İpek Yolu üzerindeki en büyük kervansaraylardan biri. Ticaret ve yol güvenliğine verilen önemin devasa bir kanıtı.
Kubbelerle örtülü ve tuğla örgüsüyle süslenmiş anıt mezarlar. Ayşe Bibi Türbesi bunun en zarif örneklerinden biridir.